2 Şubat 2013 Cumartesi

Orhan Veli Kanık "Hoşgör Köftecisi"


Yapı Kredi Yayınlarını seviyorum. Kitaplarına siyah rengin hakim olmasını ve rafta duruşlarıyla göze hitap edişlerini de. Hakkında sevmediğim şey kitaplarının ön kapaklarındaki fotoğraf seçimleri ve "M.E.B. onaylı 100 temel eserden biri" yazısını kapağın dizaynında dikkat dağıtıcı ve ahengi bozacak bir şekilde kullanmaları.Yazarın, kitap için çokta anlamı olmayan bir fotoğrafını kapak yapma durumu maalesef Orhan Veli'de de mevcut. Keşke Çavdar Tarlasında Çocuklar kitabındaki gibi hiç bir kapakta yazarın fotoğrafı olmasa veya daha anlamlı bir biçime kavuştursalar. 

Gelelim Hoşgör Köftecisi'ne; Öykü kitapları okumaya bayılıyorum. Özellikle kitap okumak istediğim ama derinlemesine kendimi vermek zorunda kalmak istemediğim yoğun dönemlerde elim direkt öykü kitaplarına veya az sayfalı derin kitaplara gider. Öykü okumanın zamanlamasını önemsiyorum bu yüzden. Tatil döneminde öykü okumak belki aynı hazzı vermeyebilir. Bir konu/olay içerisinde kaybolmak istenildiği zaman kısa öyküler okumak bir tatminsizlik oluşturabilir. Birinden tat alamadan başka birine geçmek bir etkilenmeme durumu yaratabilir.

Orhan Veli ile Bütün Şiirleri sayesinde tanışmıştım. İyi ki de tanışmışım. Hoşgör Köftecisi'ni de hemen ardından edindim. Yalnızca 58 sayfa ve 8 iç ısıtan öyküden oluşuyor. Hiç bitmese diye tane tane okudum. Her biri o kadar akıcı ve doğal bir üslupla yazılmış ki insanı hiç yormayıp gözlem gücü katabilme özelliğine sahip. Eğer öykü türünde bir kitap okumadıysanız başlamak için kusursuz bir seçim olacaktır :)

Sevgiler.

Hiç yorum yok: