Şiir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Şiir etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

21 Mart 2015 Cumartesi

Ahmed Arif "Hasretinden Prangalar Eskittim"


Leylim Leylim'i okuduktan sonra Hasretinden Prangalar Eskittim'e olan merakım iyice arttı. Daha erken okuyabilirdim ama doğru zaman şimdiymiş :) Şiirlerin üzerine fazla söz söylemeyi sevmem. Okuyun, okutun ve mutlaka hediye edin :)



24 Ağustos 2013 Cumartesi

Şehr-i Firar Okumaları; Turgut Uyar "Göğe Bakma Durağı"

Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalım
tuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorum
bu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibi
sularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyor
seni aldım bu sunturlu yere getirdim
sayısız penceren vardı bir bir kapattım
bana dönesin diye bir bir kapattım
şimdi otobüs gelir biner gideriz
dönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güç
bir ellerin, bir ellerim belleyelim yetsin
seni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlat
durma kendini hatırlat
durma göğe bakalım 

Çocukluğumdan beri yıldızlardan, aydan, güneşten apayrı bir sempatim olmuştur bulutlara. Beyaz pamuğumsu görünümleriyle aldıkları türlü şekillere anlamlar yüklemek, hayaller kurmak büyük eğlencemdir :) İstanbul'da soğuk beton yığınlarının arasından göğe bakmak, şehrin griliği her yanınızı kuşatmışken o manaya ulaşmak çok kolay olmuyor. Bir aydır Kastamonu'dayım, burada yemyeşil doğanın içinde bulutlara bakmak, Turgut Uyar okumak, bulutlara anlamlar yüklemek, hayaller kurmak, dalıp gitmek ve fotoğraflamak daha anlamlı daha özel. Daha dinlendirici kesinlikle. Böyle anlardan birinde fotoğrafladım bu kareleri. 

Turgut Uyar hakkında bu şiir kitabı hakkında bir şeyler yazasım yok. Anlatmaya çalışarak büyüsünü bozmak istemiyorum. Şiir kitapları üzerine bir şeyler yazılmamalı belki de. Anlatmaya çalışmamalı hiç. "Göğe Bakma Durağı" kendisini öyle güzel anlatıyor ki. İsminde bile kendisine kendisine çeken bir huzur yok mu? Bazen yalnızca okumak yalnızca göğe bakmak iyi gelir. Durma göğe bakalım. 

Dünyada cenneti yaşatan göğe bakma durağınızı bulmanız dileğiyle.

Yapı Kredi Yayınlarına Not: Kitabın rengi su yeşilinden ziyade gök mavisi olmalıymış kanımca.








29 Mart 2013 Cuma

Karin Karakaşlı "Her Kimsen Sana"


Şiir kitapları hakkında tanıtıcı yazı yazmak bana çok mantıklı gelmiyor. Mısralar zaten kendini anlatıyor. Sadece şu kadarını söyleyebilirim ki okumaktan çok zevk duyduğum bir şiir kitabıydı. 







1 Ocak 2013 Salı

Özdemir Asaf "Dokuza Kadar On" (Seçme Şiirler)


"Her insanın bir öyküsü vardır ama her insanın şiiri yoktur" demiştir Özdemir Asaf. Şiirlerinde sadece aşka dair değil, insanlık ve hayata dair de çok şey vardır .Bir şairin değil bir filozofun şiirlerini okur gibi hissettirir bana. Dilbilgisi kurallarında da kendine has bir kullanıma sahiptir.


"Onun şiirinin amacı, kelimelerin çağrışım zenginliğinde dünyayı kavramak ve algılamaktır. Katı, öğretisel bir dünya görüşünü onda bulamayız." diyor Dokuza Kadar On'u hazırlayan Doğan Hızlan.

Telâş
Yaşamak değil,
Beni bu telâş öldürecek

Altıncı Gün
Benim söylemek için çırpındığım gecelerde,
Siz yoktunuz.

Saçları
Bilmeyorum ne vardı saçlarında..
Rüzgar mı delice eserdi,
Gözlerim mi öyle görürdü yoksa..
Saçlarının her haali hoşuma giderdi.

Saygı
Sana güzel diyorlar;
Sakın olma.

Sensiz  
Sensiz de denizi seyredebiliyorum.
Hem dalgaların dili seninkinden açık.
Ne kadar hatırlatsan kendini boş.
Sensiz de seni sevebiliyorum.
Hep boş konuşurduk hatırlar mısın, bula bula.
Karşılaştığımız zamanlarda.
Sen, sevgiden şımaran çocuk,
Ben şaşıran budala.

Lavinia

5 Kasım 2012 Pazartesi

Orhan Veli Kanık, Bütün Şiirleri


Şiir, insana yaşadığını hissettiren bir şey, içini duyguyla dolduran, üzen, içini titreten bazen gülümseten. Bir öykü veya roman okurken olandan daha çok içine saplanıyor insanın cümleler. Bazen bir dörtlük veya bir mısra yüzünden günlerce belki haftalarca beynimizde aynı olaylar defalarca vuku bulur. Hayatı düz ve gelişine yaşamaktan kurtarıp insana insan olduğunu da hatırlatır şiirler.Ama günümüzde "robot", "soğuk", "duygusuz", "sevgisiz" olmak makbul olduğu için ne adam akıllı şiir kitapları var artık ne de sadakat yüklü aşklar.Aşık olmanın acizlik ve zayıflık olarak lanse edildiği bir dönem yaşarken bunların beklentisine girmek bile abuk.Benim merak ettiğim daha ne kadar süre kendimizi kandıracağız duygularımız olmadığı konusunda? 

Orhan Veli şiirlerine aşinaydım ama onun bu kendine haslığı nedeniyle bütün şiirlerini bilmek istedim, iyi ki de bu isteği duymuşum beni kendi düşüncelerimden uzaklaştırıp duygularıma kaçırdı. Bünyeye antidepresan gibi yapay maddeler sokmak yerine her akşam bir iki dozluk şiir okuma seansları düzenlemek bence insana insan olduğunu hatırlatan duygularını geri verir. 

Hilmi Yavuz'unda dediği gibi; "Hüzün ki en çok yakışandır bize, belki de en çok anladığımız."