Senin bu ellerinde ne var bilmiyorum göğe bakalımtuttukça güçleniyorum kalabalık oluyorumbu senin eski zaman gözlerin yalnız gibi ağaçlar gibisularım ısınsın diye bakıyorum ısınıyorseni aldım bu sunturlu yere getirdimsayısız penceren vardı bir bir kapattımbana dönesin diye bir bir kapattımşimdi otobüs gelir biner giderizdönmeyeceğimiz bir yer beğen başka türlüsü güçbir ellerin, bir ellerim belleyelim yetsinseni aldım bana ayırdım durma kendini hatırlatdurma kendini hatırlatdurma göğe bakalım
Çocukluğumdan beri yıldızlardan, aydan, güneşten apayrı bir sempatim olmuştur bulutlara. Beyaz pamuğumsu görünümleriyle aldıkları türlü şekillere anlamlar yüklemek, hayaller kurmak büyük eğlencemdir :) İstanbul'da soğuk beton yığınlarının arasından göğe bakmak, şehrin griliği her yanınızı kuşatmışken o manaya ulaşmak çok kolay olmuyor. Bir aydır Kastamonu'dayım, burada yemyeşil doğanın içinde bulutlara bakmak, Turgut Uyar okumak, bulutlara anlamlar yüklemek, hayaller kurmak, dalıp gitmek ve fotoğraflamak daha anlamlı daha özel. Daha dinlendirici kesinlikle. Böyle anlardan birinde fotoğrafladım bu kareleri.
Turgut Uyar hakkında bu şiir kitabı hakkında bir şeyler yazasım yok. Anlatmaya çalışarak büyüsünü bozmak istemiyorum. Şiir kitapları üzerine bir şeyler yazılmamalı belki de. Anlatmaya çalışmamalı hiç. "Göğe Bakma Durağı" kendisini öyle güzel anlatıyor ki. İsminde bile kendisine kendisine çeken bir huzur yok mu? Bazen yalnızca okumak yalnızca göğe bakmak iyi gelir. Durma göğe bakalım.
Dünyada cenneti yaşatan göğe bakma durağınızı bulmanız dileğiyle.
Yapı Kredi Yayınlarına Not: Kitabın rengi su yeşilinden ziyade gök mavisi olmalıymış kanımca.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder