Oda Yayınları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Oda Yayınları etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

11 Nisan 2013 Perşembe

Dostoyevski'nin ilk romanı; İnsancıklar


İnsancıklar, Dostoyevski'nin ilk romanıdır. Roman, orta yaşlı Makar Devuşkin ile gençliğinin baharındaki Varvara Alekseyevna'nın dostane mektuplaşmalarından oluşmaktadır. 

Eser devrim öncesi Rusya'da geçmektedir. Kanımca, o dönemin hayat koşullarını tanımak için mutlaka okunması gereken kitaplardan biridir. Romanın teması; fedakarlık, dostluk, acıma ve sevgi üzerine şekillenmektedir. İki kişinin birbirine duyduğu sevgi çok naif bir dille anlatılmaktadır. Makar Devuşkin'in incelikli hitapları kitabın anlatımını daha samimi kılmaktadır.

Eserle ilgili tek uyarım Oda Yayınları baskısından uzak durulmasıdır. Özenli olmayan çevirisi nedeniyle anlatım bozuklukları içermektedir. İletişim Yayınları baskısı tercih edilebilir. Ergin Altay'ın çevirisi ve Orhan Pamuk'un ön sözüyle böyle değerli bir eser daha iyi özümsenebilir.

Dostoyevski, ilk eseriyle adeta klasik Rus edebiyatının ünlü isimlerinden biri olacağının sinyallerini vermektedir. 

Ayrıca kitap 144 sayfadan oluşmaktadır, kitap okumakla arası iyi olmayanların bile bir çırpıda okuyabileceği bir akıcılığa sahip.











8 Temmuz 2012 Pazar

Franz Kafka: Dönüşüm (Die Verwandlung)


"Huzursuz edici rüyalarından uyandı bir sabah Gregor Samsa ve kocaman bir böcek haline gelmiş buldu kendini." cümlesiyle başlayan, kişinin kendine ve birlikte yaşadığı insanlara yabancılaşmasını konu alan; bir Kafka klasiği, bir anlam da da edebi Kafka otobiyografisidir gözümde.



Yabancılaşma hissini ütopik bir şekilde anlatmasına, sadece 73 sayfadan oluşmasına rağmen bittikten sonra üzerinizde günlerdir okuyormuş hissi yaratacak kadar "gerçekçi" ve dram yüklü bir öykü/roman. 

Kitaba yapılan eleştirilerden birçoğu "toplumun farklı olana yaptığı muamele" etrafında toplanmıştır. 

"Yaşamdan kopmanın verdiği yalnızlık ve gelecekten herhangi bir şey ummamak" da bu açıklamalar arasındadır.

Kitapta iki farklı dönüşüm gözlemledim, birincisi Samsa'nın yaşadığı metamorfoz /başkalaşma, diğeri ise romanın başında Samsa'nın bakımını üstlenmiş olan kız kardeşinin zaman geçtikçe davranışlarında olan değişmeler.

Ailesi için hiç sevmediği bir işte çalışan Samsa'nın kendine yabancılaşması; günümüz insanının sorgusuzca, ezbere, rutin bir kaos içinde çalışmasını betimler nitelikte.